Rahim kanseri ya da tıbbi terminolojide Endometrium kanseri denilince her ne kadar sadece sanki tek bir kansermiş gibi bir izlenim olsa da tedavi ve yönetimi farklı olan birçok alt grubu vardır.
Esas olarak iki ana grupta sınıflandırılıyor. Endometiroid alt grubu en sık karşılaşılan gruptur. Bu tip, yüksek kilolu olan ve tansiyon ile şekerin eşlik ettiği hasta grubunda ortaya çıkmaktadır. Diğer grup olan non-endometrioid grupta en sık seröz endometrium tipi ortaya çıkmaktadır. Bu alt tip kanser grubunda ise bu risk faktörleri genellikle eşlik etmez ve endometiroid tipe göre daha kötü gidişlidir. Seröz endometri
![](https://static.wixstatic.com/media/97f9e4_974041f379d84d36bada417df2078a3b~mv2.jpg/v1/fill/w_980,h_735,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_auto/97f9e4_974041f379d84d36bada417df2078a3b~mv2.jpg)
um kanserinde ameliyattan önce akciğer, karaciğer gibi uzak organlara sıçrama olup olmadığının tespiti için öncelikle Tomografi ya da PET/BT denilen görüntüleme testleri istenir. Uzak organ sıçraması yoksa ve ameliyata engel ağır hastalıklar yoksa ameliyat hazırlığı yapılır ve Anestezi doktoru değerlendirmesi ve onayından sonra ameliyat planı yapılır. Ameliyat planı içerisinde eğer kontrolsüz şeker hastalığı ve tansiyon varsa bunların gerekli ilaç değişiklikleri ile kontrol altına alınması gerekmektedir. Ayrıca ameliyat için risk oluşturabilecek daha önceden tanı konulmuş kalp ve damar hastalıkları, akciğer, karaciğer, beyin hastalıkları gibi hastalıklar varsa bunların uzmanları tarafından ameliyat öncesi tekrar değerlendirilmesi bazen gerekebilmektedir. Aspirin, plavix ve kumadin gibi kan sulandırıcı ilaçlar ameliyat için risk oluşturabileceği için bu ilaçların ameliyattan en az 3-5 gün öncesinden kesilip ameliyat için uygun olan kan sulandırıcı iğnelere değiştirilmesi gerekmektedir.
Ameliyatta rahim ve yumurtalıkların alınması dışında karın içerisinde ki lenf bezleri ve omentum da alınır. Pelvik ve paraaortik bölgede ki Lenf bezleri genellikle ameliyatla çıkarılmaktadır. Bu lenf bezleri vücudun hayati ana damarları etrafındaki vücudun bağışıklık sisteminin parçası olan yapılardır. Kanser yayılım yolları içerisinde olduğu için hem kanserin rahim dışına çıkıp çıkmadığının tespiti ve yayılım olduysa tedavisi için çıkartılması gerekmektedir. Omentum ise bağırsakları örten ve karın içerisinde enfeksiyon ve benzeri durumlarda yayılımı sınırlandıran yağ ağrılıklı bir yapıdır. Eğer ameliyat içerisinde bağırsaklara da yayılım varsa bağırsakların bir kısmın alınması gerekebilmektedir. Bağırsaklara yayılım Rahim kanserinde nadiren gelişen bir durumdur ve bağırsağın geçiçi veya kalıcı karın cildine ağızlaştırılması (ostomi) ise çok çok nadiren gerekmektedir.
Endometiroid tiplerde ameliyat kapsamı tümörün Grade denilen derecesi ve rahim duvarında yayılım durumuna (Myometrial invazyon yüzdesi) göre değişmektedir. Rahim ve yumurtalıklar alınmasına ek olarak lenf bezlerinin alınıp alınmaması hastadan hastaya durumuna göre değişmektedir. Ameliyat öncesinde ki görüntüleme bulgularında tümörün boyutu ve yayılım durumu ve ameliyat içerisinde alınan rahmin, patoloji doktoru tarafından frozen inceleme dediğimiz yöntemle kesitlere ayrılıp, mikroskop altında incelenmesiyle elde edilen bulgulara göre karar verilir. Bunlara göre ameliyat içerisinde rahim ve yumurtalıklar dışında pelvik ve/veya paraaortik lenf bezlerinin alınıp alınmaması kararı verilir. Ameliyat kapalı (laparoskopik) ya da açık (karın ortasından dikine kesi) olarak gerçekleştirilebilmektedir. Eğer yaygın tutulum şüphesi yoksa, histolojik tipi uygunsa ve hastanın laparoskopik ameliyat yapılmasına engel bir hastalığı yoksa rahim ve lenf bezlerinin alınması ameliyatı genelikle kapalı yöntemle gerçekleştirilmektedir. Uygun hastalarda Ameliyatın açık ya da kapalı olması kanserin tedavisi açısından fark yaratmamaktadır. Kapalı yöntemle olması hastanın ameliyat sonrası nekahat döneminde hızlı toparlanmasını kolaylaştırmaktadır. Fakat kanser tedavisinde öncelikli olan kanserin güvenle çıkartılmasıdır ve bu yüzden birçok faktör bunda belirleyici olabilmektedir.
Ameliyat sonrası ameliyatın kapalı ya da açık olması, ameliyatın kapsamı, hastanın eşlik eden hastalıkları gibi durumlara göre eğer komplikasyon ortaya çıkmazsa, hasta 1 ile 5 gün arasında hastanede izlenmektedir. Bu süreçte hastanın erken yürümesi, nefes egzersizleri, ve erken beslenmesi (buna engel bağırsak alınması gibi bir durum yoksa) iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
PATOLOJİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Alınan organlar kanser yayılımı açısından tekrar patolog tarafından incelenmektedir. Patoloji sonuçları genellikle 1hafta ile 4 hafta arasında raporlanmaktadır. Raporlandığında tekrar doktorunuza bavurmanız gerekmektedir. Bu sonuclara göre ek tedavi alıp almayacağınızın kararı verilmektedir. Radyoterapi denilen ve Radyasyon Onkolojisi bölümü doktorları tarafından uygulanan vajinaya brakiterapi ya da karın ve kasık bölgesine dıştan Işın tedavisi uygulanabilmektedir. Tümörün alt tipine (Grade3, Seröz tip, Berrak hücreli tip…) ve yayılım durumuna göre bazen kemoterapi de gerekebilmektedir.
TABURCULUK SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Ameliyat sonrası ilk 1 ay, taburculuk sonrası reçete edilen kan sulandırıcı iğnenin ciltaltına yapılır. Kanser ameliyatları sonrası bacaklarda pıhtı oluşumu ve akciğerlere pıhtı (emboli) atması riski daha fazla olduğu için engel bir durum yoksa uygulanması gerekmektedir.
Ameliyat sonrası taburculuk sonrası genellikle 10 ile 14.günlerde dikişler bu tarihte ki doktor kontrolünüzde alınmaktadır.
Bu süreçte banyo,yara bölgesi ovalanmadan yapılabilir. Katlantı yerlerinin ıslak kalmamasına dikkat edilmelidir.
İlk bir ay kabız olmaktan kaçınmak için bol su içilmesi ve sebze ile protein ağırlıklı (et,tavuk, balık, yumurta,yoğurt, hazım problemi yoksa süt) beslenme yapılması daha uygundur. Ayrıca idrar torbasının çok fazla sıkışmasına neden olmadan sık aralıklarla ıkınmadan tuvalet yapılması uygundur.
Cinsel ilişkiden ilk 6 hafta kaçınılması gerekmektedir.
Lenf bezleri alınan hastalarda uzun dönemde vücut lenf sıvısı dolaşımı etkilendiği için bacaklarda şişkinlik gibi yakınmalar ne yazık ki ortaya çıkabilmektedir. Haftada 3 gün en az 40 dakika süren hafif egzersiz (yürüyüş gibi) ve bacakların otururken yüksekte tutulması önerilmektedir.
Ayrıca Rahim kanserinde obezite önemli bir risk faktörü olduğu için uzun dönemde kilo verilmesi mutlaka önerilmektedir. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmekten kaçınılması ve düzenli egzersiz uzun dönem sonuçları iyileştirmektedir.
Kanser ameliyatı sonrası dikişlerin kontrol edildiği genellikle taburculuktan 10 gün sonra olan ilk muayne ve patoloji sonuçlarının değerlendirildiği (Kemoterapi ve Radyoterapi gereksinimi kararının verildiği ) 3 ile 4.hafta da ki ikinci muayne sonrası belli aralıklarla kontroller devam etmektedir. ilk 2 sene 3ay da bir sonra ki 3 sene 6 ayda bir muayne ve uygun aralıklarla tomografi kontrolünün yapılması gerekmektedir. İlk 5yıl sonrasında eğer herhangi bir yakınma yoksa senelik muayneler ve ultrasonografi ile değerlendirme yeterli olmaktadır.
Comments